10 Eylül 2022 de İstanbul Saatiyle 12:59 da Yükseleni Yay da olan bir Balık burcunda dolunay yaşayacağız.
Dolunaylarda hayatımızdaki konularda bir tamamlanma, toparlanma, bazı duygu ve alışkanlıkları bırakma, inziva, içe dönüş, olayların görünür olması, arınma zamanları olarak biliriz.
Mart 2019 da başlayan konularımızın artık hayatlarımızda görünür olarak çözümlenmesi ve tamamlanmasını yaşayacağız.
Satürn' ün Ay düğümleri ile olan karesinde hayat içerisinde gerçekleştirmemiz gereken, yapılmaması zaruri zorunluklarımızı bize bir bir hatırlatacak.
Ay düğümleri kadersel olarak hayatımıza girecek kişilerin bizleri kolay olmayan yoldan olgunlaştırmaya geldiklerini unutmamakta fayda var.
Satürn ü zor olarak tanımlıyoruz çünkü aslında konfor alanlarımızda, bildiğimiz sularda bulunmak bize güven veriyor ve oraları terk etmek istemiyoruz.
Ama hayat planlarımızın senaryosunda Ay düğümlerimiz ile esas olmamız gereken kişilere dönüşmek adına bu aşamalardan da geçmememiz gerekiyor.
Yavrusu büyüyen bir kuşun, uçmayı öğrenmesi için yuvadan atılması gerekiyorsa, atılacağız ki esas güvenmemiz gereken kendi kanatlarımızın olduğunun farkına varabilelim.
Venüs ile Mars arasındaki kare açı yine ilişkilerimizdeki tatlı sert çatışmaları bize verecektir.
Buradaki esas güzel nokta ki tabi değerlendirebilirsek Mars ile Merkür arasındaki uyumlu açı. Merkür geri hareketine başlayacak ve aslında esas konu geçmiştekilerin gün yüzüne çıkması olacak.
Bazen o bazı üstü örtülen konuların konuşulması gerekir, hadi bir cesaret deyip o ilk adımı atmak ve bunun için bir eyleme geçmek sanıldığının aksine ve hatta kafamızda büyüttüğümüzün aksine olmadığını bize gösterecektir.
Ama buradaki sorun o konuların bir türlü belirlenememesi, kafa karışıklığının yaşanması, konudan konuya geçilmesi, birbiriyle bağlantısı varmış gibi anlatılan ama alakası olmayan şeylerin iletişim esnasında öne konulması durumu kötü hale getirecektir.
Eski konuları çözmek, içimizde bizi üzen, dağıtan durumları aktaracak kişileri hayat karşımıza çıkartacaktır ve bize bu fırsatı verecek gökyüzü çünkü hiç beklenmedik bu fırsatlar yine Uranüs ve Güneş arasındaki olumlu açı dolayısıyla olacak, fakat biz bu durumu iyi değerlendirebilecek miyiz? konuları dallandırıp, budaklandıracak mıyız? önemli olan nokta burası olacak.
Bizi diğer canlılardan ayıran duygularımız ve irade gücümüz bunu unutmamakta fayda var. Dolayısıyla en çok Dolunay dönemleri bunu iç dünyamızda ve fiziksel bedenimizde yoğun yaşarız.
Bir kere şişeriz, hem fiziksel olarak, hem içsel olarak. Geceleri uyumakta zorlanabiliriz.
Dolunay zamanları eski zamanlardaki gibi dışarı çıkıp avlanamayacağımıza göre içimizdeki canavarı dindirecek yollar bulmalıyız.
Sor bakalım, İçimi sıkan bu konu nedir? Neden bu kadar öfkeliyim? Bu sıkıntı bana mı ait? İçe dönme zamanları diye sürekli söyleriz.
Çünkü Carl Gustav Jung'un dediği gibi " Dışa bakan rüya görür , İçe bakan uyanır."
Balık Dolunayında ilahi akışa teslim olmadan içimizdeki fırtınaları dindiremeyeceğimizi söylüyor.
Her şey olması gerektiği gibi oluyor ve bazen kontrolün bizde olmadığını unutuyoruz. " Neden bu benim başıma geliyor." a odaklanıp orada almamız gereken dersleri fark edemiyoruz.
Bu Dünya üzerinde var olmaya çalışan bir insanım. Hatalarımla, kusurlarımla, defolarımla varım. Mükemmel değilim, bunun için kendimi paralayamam. Çünkü mükemmel olması için gösterdiğim her çaba, her zaman benden çok şey götürüyor. Keşkelerimi çoğaltıyor. Ve bu da beni bir sarmalın içinde tekrar ve tekrar dönmeme sebep oluyor.
Halbuki bir kabul edebilsem kendi halimi, bedenimi , kusurlarımı, hatalarımı bir affedebilsem bir bırakabilsem kendimi ve en çok kendime merhamet edebilsem, "O" beni her halimle kabul eden ve bağışlayan, koşulsuz sevenin bir parçasının da içimde taşıdığımı fark edebilsem, o kadar da zor olmayacak, belki o kadar da kendimi çaresiz, korkmuş ve yalnız hissetmeyeceğim.
Sadece bir an kapasam gözlerimi, Dünyadaki o kaosdan uzaklaşsam ve kendimle kalsam kimbilir neleri göreceğim, yüzleşeceğim ve kabule geçeceğim...
Sonsuz Işık ve Sevgiyle
Namaste 💜