Bir çoğumuzun içinden böyle bir sorunun geçtiğini görür gibiyim.
Her şeyden önce kişinin kendisini tanıması çok önemlidir. Ben nasıl bir kişiliğim? Ben sevgimi belli edebiliyor muyum? Duyusal mıyım? Görsel miyim? yoksa Tensel miyim?
Aslına bakarsanız bunların bir çoğunu ben hem Sinastri Astrolojisi hem de İlişki Koçluğu eğitimleri ile birlikte harmanlayarak belli başlı noktaları yakaladım. Ve böylelikle de çözüm odaklı olmaya başladım.
Yazımın başında da belirtiğim gibi öncelikle kendimizi çok iyi çözümleyebilmemiz gerekiyor. Natal harita analizleri ile bu noktaları yakalayabiliyoruz.
Bazılarımız sevgiyi içinde yaşar, bazılarımız ise sevgisini ulu orta gösterir. Kimi insanları hediyeler mutlu eder , kimi insanları ise mum ışığında bir akşam yemeği.
Aslında her birimiz çok eşşiz, farklılıkları olan fakat bu farklılıklarının hangi noktalarda olduğunu fark edemeyen kişiler halinde kimi zaman yaşayıp gidiyoruz.
Partneri anlayabilmenin yolu öncelikle kendi yaşam planımızı bilmekten geçiyor.
Bu durumda ilk olarak bakmamız gereken nokta;
ASC yani yükselen burcumuz hangi nitelikte?
Öncü, Sabit, Değişken nitelikte olması bile ilişkiye bakış açımızla ilgili bize çok önemli ipuçları verecektir.
Ve tabi ki Kişilik özelliklerimiz de bize epey bir ipucu verecektir.
Popüler kişilik mi?
Mükemmeliyetçi kişilik mi?
Güçlü kişilik mi?
Barışcıl kişilik mi?
Her konu yine bize çıkıyor. Önce insan kendisini iyice anlarsa, iyice tanırsa sonrasında da tam olarak ne istediğini bilecektir.
Çoğu zaman kendimizi tam olarak tanıyamadan, yeni ilişkilere adım atıyoruz sonrasında ise yine hep hüsran yine hüsran.
Dolayısıyla burada esas konununuz hep kendiniz olmalısınız.
Bu arada ilişki demişken Merkür Retrosu bitmeden yeni ilişkilere yelken açma gafletine düşmeyin.
Haziran sonunu beklemenizde fayda var. Retro ile gelen retro ile gider.
İlişkiler üzerine yazmaya devam edeceğim.
Takipte Kalın.
Namaste
Comments